Altın, parlak, ağır ve kolay tepkimeye girmeyen bir metaldir. O nedenle dış etkenlerden fazlaca etkilenmez. Örneğin paslanmaz ve karar...
Altın, parlak, ağır ve kolay tepkimeye girmeyen bir metaldir. O nedenle dış etkenlerden fazlaca etkilenmez. Örneğin paslanmaz ve kararmaz. Saf haliyle son derecede yumuşak olduğu için kolay şekil verilebilir. Aslında iletkenliği bakırdan çok daha yüksektir ama az bulunduğu için iletken olarak kullanılamayacak kadar pahalıdır.
National Geographic Dergisi’nde yer alan bir saptamaya göre tarih boyunca çıkarılan altının toplamı 160 bin tonun biraz üzerinde tahmin edilmektedir. Bu miktar ancak iki olimpik havuzu dolduracak büyüklüktedir. Yine aynı tahminlere göre bugüne kadar çıkarılmış bulunan altının yarısı Merkez Bankalarının ve bankaların rezervlerinde yer almaktadır.
Altının saflık derecesi ayar ya da karat denilen ölçüyle ölçülür. Ayarın formülü şöyledir:
X = 24 (Mg/Mm) Bu formülde; X altının ayarını, Mg alaşımdaki altın miktarını, Mm alaşımın toplam ağırlığını gösteriyor.
Bu formülü kullanarak örneğin 91,6 gram altınla 8,4 gram gümüşün karışımından oluşan bir alaşımın ayarını bulalım:
X = 24 (91,6 / 100) = 21,99 = 22 ayar
24 ayar altın yüzde 100, 22 ayar altın yüzde 91,6, 18 ayar altın yüzde 75,14, 14 ayar altın ise yüzde 58,5 oranında saf altın içerir. Geri kalanı gümüş, nikel, bakır, paladyum ile tamamlanır. Altın gümüş karışımı altına yeşil, altın nikel karşımı beyaz renk verir.
Para sistemi yaklaşık yüzyıl kadar altın standardı esasına dayalı olarak yürütüldü. Para biriminin belirli ağırlıkta altına eşdeğer tutulduğu siteme altın standardı sistemi deniyor. Bu sistem ilk kez 1821 yılında İngiltere’de uygulamaya kondu. 1937 yılından sonra sistemi uygulayan tek ülke olarak ABD kaldı. ABD de 1971 yılında bu sistemi terk edince dünyada parasının karşılığı altın olan ülke kalmadı.
Paraların karşılığından altın kaldırılmış olsa da Merkez Bankaları altını rezerv olarak tutmaya devam ediyor. Bunun bir nedeni geçmişte paranın altın karşılığı olduğu dönemden kalan rezervlerdir, bir nedeni de altının ender bulunan bir metal olması nedeniyle değerli olmasıdır.
Dünya Merkez Bankalarının 2011 itibariyle ellerindeki altın rezervleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir (kaynak http://www.numbersleuth.org/worlds-gold/)
Ülke / Merkez Bankası | Ton |
ABD | 8.134 |
Almanya | 3.401 |
IMF | 2.814 |
İtalya | 2.452 |
Fransa | 2.435 |
Çin | 1.054 |
İsviçre | 1.040 |
Türkiye | 116 |
Dikkat edilecek olursa gelişmiş ülkelerin Merkez Bankalarında daha yüksek miktarlarda altın rezervi bulunmaktadır. Bunun nedeni, yukarıda değindiğimiz geçmişte uygulanmış olan altın para standardı sistemidir. Bu ülkeler bastıkları paranın karşılığında altın rezervi bulundurmuşlar ve karşılık uygulaması kalktıktan sonra da bu rezervleri tutmaya devam etmişlerdir. Buna karşılık gelişme yolundaki ekonomilerde parasallaşma daha geç gerçekleştiği için onlarda altın rezervi düşük kalmıştır. Gelişme yolundaki ekonomilerde altın rezervi değil döviz rezervi yüksektir. Altın rezervinin Çin’de yüksek olmasının nedeni Çin’in son yıllarda rezervlerini çeşitlendirme çabasından kaynaklanmaktadır.
Buna karşılık gelişmiş ekonomilerde halkın altın tutma alışkanlığı pek yoktur. Oysa gelişme yoklundaki ülkelerin önemli bölümünde halkın altın alma ve saklama eğilimi vardır. Dünya Altın Konseyinin tahminlerine göre Türkiye’de yastık altında 5.000 ton altın olduğu öne sürülmektedir. Bugünkü fiyatlarla bu miktarın değeri kabaca 250 milyar dolardan fazla etmektedir.
Aşağıda 1973 yılından 18 Mayıs 2012’ye kadar altın fiyatlarındaki değişimi gösteren grafiği sunuyorum (kaynak http://goldprice.org/gold-price-history.html#36_year_gold_price:)
Yaklaşık 40 yıllık bu dönem boyunca altının günlük kapanış fiyatı 63,90 ile 1889,70 dolar/ons arasında değişmiş görünüyor. 1980 yılında yaşanan hızlı sıçramadan sonra altın fiyatları uzun süreli bir durgunluk içine girmiş ve 2005 yılından sonra hızlı bir yükseliş trendi çizmiş bulunuyor.
Günümüzde altın fiyatlarının nasıl bir seyir çizeceği sorusu merak edilen konuların önünde geliyor. Bu konuda iki farklı görüş var. Bazı yorumcular özellikle Avrupa ekonomilerinin içine girdiği sıkıntılı durum nedeniyle altının düşüş seyrinde olduğunu öne sürerken bazı yorumcular da altının yeni bir çıkış eğilimine hazırlandığını iddia ediyorlar. İlk gruptakiler, Avrupa ekonomilerinin içinde bulunduğu sıkıntı nedeniyle Merkez Bankaları ve bankaların altın rezervlerini satışa çıkaracağı ve bu hamlenin fiyat düşüşüne yol açacağı görüşüne dayanıyorlar. İkinci gruptakiler ise Avrupa’daki sıkıntıların bir süre sonra ABD ekonomisini de etkileyeceği ve dolayısıyla insanların yine altına sığınacağı ve bu talep artışının fiyatları artıracağı öngörüsünde bulunuyorlar. Birbirinin tersi sonuçlara varan bu iki görüşün ikisinin de Avrupa’nın içinde olduğu sıkıntılara dayanması işin en ilginç yanını oluşturuyor.
Dünyada altın tüketiminin en yaygın olduğu ülkeler arasında Hindistan en ön sırada geliyor. Sıralamada Hindistan’ı Çin, ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan izliyor. Aşağıdaki tabloda altın kullanımındaki önemli ülkeler yer alıyor. (kaynak http://www.numbersleuth.org/worlds-gold/)
Cumhuriyet altını, Darphane ve Damga Matbaası tarafından basılan, değişik boyutlarda olan 22 ayar altın paradır. İki türü vardır: Ata altını ve ziynet altını. Bu iki altın para, çeşitleri ve ağırlıkları itibariyle karşılaştırmalı olarak aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:
Ata altını (Gram) | Ziynet altını (Gram) | |
500’lük | 36,080 | 35,080 |
250’lik | 18,040 | 17,540 |
Tam | 7,216 | 7,016 |
Yarım | 3,608 | 3,580 |
Çeyrek | 1,804 | 1,754 |
Türkiye açısından yalnızca altın fiyatları değil doların hareketi de önem taşıyor. Çünkü Türk yatırımcı altın yatırımını TL ile yapıyor ama altın fiyatları dünyada dolara göre belirleniyor. Altın fiyatı dünyada yükselirken Türkiye’de dolar kuru da yükseliyorsa altın yatırımcısı yüksek kazanç sağlar. TL ile altın yatırımı yapanlar için en iyi durum budur. Altın fiyatı dünyada düşerken Dolar da TL karşısında değer kaybediyorsa TL ile altın yatırımı yapanlar yüksek kayıplar yaşar. TL ile altın yatırımı yapanlar için kâbus senaryosu budur. Bu iki hal arasındaki durumlarda kazançlar da kayıplar da olabilir. Biri düşer öteki sabit kalabilir ya da yükselebilir. Duruma göre kazanç ya da kayıp ortaya çıkabilir.
Altın yatırımını TL ile yapacak olanlar bu yatırıma uzun vadeli ve sabırlı yaklaşmalı aksi halde altın yatırımından uzak durmalıdırlar.
Aşağıdaki grafikte İMKB 100 endeksi ile altın fiyatları (Her ikisi de dolar fiyatlarıyla ve 2002 = 100 alınmak suretiyle endeks ile hesaplanmış değerleriyle grafiğe alınmıştır.)
Bu grafiğin görünümü hisse senedi ağırlıklı ama içinde mutlaka altın da bulunan bir sepet yapılmasının doğru olacağını ortaya koyuyor. Hisse senedi yatırımı kısa dönemde büyük kazançlara ama aynı zamanda büyük kayıplara yol açabiliyor. Çünkü spekülasyona açık bir yatırım aracı. Buna karşılık altın yatırımı fazla kazanç vaad etmese de kayıpları da engelleyen bir yatırım görünümü çiziyor. Yani spekülasyona çok açık görünmüyor. Bu ikili ideal bir sepet arkadaşı olabilir.
Bu sitede yayımlanan Bakır başlıklı yazımı okumuş olanlar için bir not düşeyim. İMKB 100 endeksi ile bakır fiyatları arasında çok daha uyumlu bir görünüm söz konusu. Aşağıdaki grafikte her ikisi de dolar değeriyle 2002 = 100 olarak endekse bağlanmış olarak yer alıyor. Aralarındaki paralellik bize bakırın da hisse senedi gibi spekülasyona açık bir mal olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu ikili ideal bir sepet arkadaşı olmaz.
http://www.mahfiegilmez.com/2012/05/altn.html
COMMENTS